Sultan II. Abdülhamid Han zamanında Yavuz Sultan Selim’in türbedarının
hanımı gebe kalır ve bir gün canı kiraz çeker. Ve kocasına der ki :
-
” Canım çok kiraz çekti bana bir kilo kiraz alda gel.” Adam çarşıda
köşe bucak kiraz aramaya koyulur. Kiraz var ama çok pahalıdır. Bir türlü
parasını toplayıp kiraz parasını bir
araya getiremez. Döner dolaşır türbeye gelir. Kabir’in yanı başında oturur ve sandukaya vurur. Der ki :
- Ey büyük İslam padişahı, cihan şahı, onca senedir hizmetini görürüm
ama bir himmetini görmedim” diyerek sandukaya dokundurur elini.
Daha
sonra evine gider ve karısına alamadığını söyler karısı biraz üzülür
haliyle. Ertesi sabah kapıya iki asker gelir ve faytonu göstererek
“Sultan Hazretleri seni huzura bekler, hemen çağırır” derler. Adam bir
an tereddüt eder içinden. Emri tebliğ eden asker fazla sabırlı değildir.
- Efendi ne durursun, Sultanın emrini tebliğ ederim sana ! Türbedar
bakar ki ağırdan almanın zararı olacak… Çaresiz faytona atlar, doğruca
sarayın avlusuna giderler. Nöbetçiler girer
çıkar, hemen huzura alırlar türbedârı. Sultan Abdülhamid Han, türbedarı tepeden aşağı bir süzer. Sonra,
kelimelere basa basa fakat yumuşak bir eda ile sorar :
- Ceddim Yavuz Sultan Selim Han’ın türbedarı sen misin ?
Adam güçlükle cevap verir :
- Evet Sultanım !
- Söyle bakalım dün türbede neler oldu?
- Derdin nedir ?
- Bir meselen olmalı ?
Bir anda zihninden bir sürü şey geçer. Acaba Sultan neyi sormak istiyor.
- Neyi kast ediyor ?
- Hangi derdimi soruyor?
Şaşkın ve ürkek bir eda ile :
- Sultanım bir şeyler olmadı, bir derdim de yoktur, sağlığınıza duacıyım.
Abdülhamid Han, hem sesini yükseltir hem de sertleştirir.
- Türbedar efendi ! Sana söylerim. Dün türbede neler oldu, meselen nedir, açık söyle !
Bir şeyler hisseder gibi oldu ama söylemeye cesaret gerek. İster istemez hadiseyi anlatır:
-Sultanım zevcem hamile. Benden kiraz istedi. Çok pahalı olduğu için
alamadım. Bunun için de velinimetim Sultan Selim Han’ın sandukasına
dokundum : “Bir himmetini görmedim.” dedim .
Ortalığı bir sessizlik kaplar. İki tarafta da derin tefekkür .
Neden sonra daldığı alemden çıkan Abdülhamid Han, söylenmeye
başlar:
- Sen orda dedemin sandukasına vurdun, o da burada sabaha kadar benim
başıma vurdu. Al şu bir kese altını, bir daha da böyle şeyler için
dedemi rahatsız etme, doğruca bana gel !
Bundan sonra emir subayına dönen Abdülhamid Han :
_ Selim Han’ın türbedarının maaşı iki misline çıkarılsın, sıkıntıdan
kurtulsun. Bir derdi olunca da hemen bana gelmesine izin verilsin
Abdülhamit Han'a ait 100 lerce hikayeden sadece bir tanesi bu. Çok değerli Osmanlı Sultanı. Tarihi başarılardan başarı dolu.
2. Abdülhamit Han Kimdir?
II. Abdülhamid, Osmanlı İmparatorluğu'nun 34. padişahı ve 113. İslam halifesidir.
Babası: Abdülmecid Han
Annesi: Tir-i Müjgan Sultan
Doğumu: 21 Eylül 1842
Vefatı: 10 Şubat 1918
Çok iyi bir tahsil görerek din ilimlerini ve Fransızcayı mükemmel bir
şekilde öğrendi. Amcası Abdülaziz Han onu Mısır ve Avrupa seyahatlerinde
yanında götürdü. Abdülaziz Han’ı tahttan indirip şehit ettiren,
böylece Osmanlı Devleti’nde idareyi ele geçirin batı kuklası bazı
paşalar, V. Murat’ın şuurunun bozulması üzerine, devlet işlerine
karışmaması ve yalnız millet meclisinin çıkaracağı kanunlara göre
hareket etmesi şartıyla, Abdülhamid Han’ı sultan ilan ettiler.
29 Nisan 2017 Cumartesi
New
2. Abdülhamit Han Kimdir, Başarıları
About yunus
Templatesyard is a blogger resources site is a provider of high quality blogger template with premium looking layout and robust design. The main mission of templatesyard is to provide the best quality blogger templates.
Padişahlar
Etiketler:
2.abdülhamit,
abdülhamit han,
abdülhamit han hikayeleri,
abdülhamit han kimdir,
abdülhamit hanın hayatı,
abdülhamithan,
Padişahlar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder