Mimar Sinan, Mimar Sinan Hayatı, Mimar Sinan Kimdir? (1490-1588)
Kayseri’nin Ağırnas köyünde
doğdu. Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak İstanbul’a
getirildi. Zeki, genç ve dinamik olduğu için seçilenler
arasındaydı.
Sinan, At Meydanı’ndaki saraya verilen çocuklar
içinde mimarlığa özendi, vatanın bağlarında ve bahçelerinde su
yolları yapmak, kemerler meydana getirmek istedi. Devrinin mahir
ustaları mahiyetinde han, çeşme ve türbe inşaatında çalıştı.
1514’te Çaldıran, 1517’de Mısır seferlerine katıldı. Kanunî Sultan Süleyman zamanında yeniçeri oldu ve 1521’de Belgrad, 1522’de Rodos seferinde bulunarak atlı sekban oldu. 1526’da katıldığı Mohaç Meydan Muharebesinden sonra sırası ile acemi oğlanlar yayabaşılığı, kapı yayabaşılığı ve zenberekçibaşılığa yükseldi.
1532’de Alman, 1534’de Tebriz ve Bağdat seferlerinden dönüşte “Haseki” rütbesi aldı. Bağdat seferinde Van Kalesi Muhasarasında, göl üzerinde nakliyat yapan kalyonlara top yerleştirdi.
1514’te Çaldıran, 1517’de Mısır seferlerine katıldı. Kanunî Sultan Süleyman zamanında yeniçeri oldu ve 1521’de Belgrad, 1522’de Rodos seferinde bulunarak atlı sekban oldu. 1526’da katıldığı Mohaç Meydan Muharebesinden sonra sırası ile acemi oğlanlar yayabaşılığı, kapı yayabaşılığı ve zenberekçibaşılığa yükseldi.
1532’de Alman, 1534’de Tebriz ve Bağdat seferlerinden dönüşte “Haseki” rütbesi aldı. Bağdat seferinde Van Kalesi Muhasarasında, göl üzerinde nakliyat yapan kalyonlara top yerleştirdi.
Korfu, Pulya (1537) ve Moldovya
(1538) seferlerine katılan Mimar Sinan, Moldovya (Kara Buğdan)
seferinde Prut nehri üzerine onüç günde kurduğu köprü ile Kanunî
Sultan Süleyman’ın takdirini kazandı. Aynı sene başmimarlığa
yükseldi.
Mimar Sinan, katıldığı seferlerde
Suriye, Mısır, Irak, İran, Balkanlar, Viyana’ya kadar Güney
Avrupa’yı görüp mimari eserleri inceledi ve kendisi de birçok
eser verdi. İstanbul’da devrin en meşhur mimarları ile Bayezid
Camii’nin ustası Mimar Hayreddin ile tanıştı.
Bazı Eserleri
Sinan’ın mimarbaşılığa getirilmeden evvel yaptığı üç eser dikkat çekicidir. Bunlar Halep’de Hüsreviye Külliyesi, Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi ve İstanbul’da Hürrem Sultan için yapılan Haseki Külliyesi’dir.
Sinan’ın mimarbaşılığa getirilmeden evvel yaptığı üç eser dikkat çekicidir. Bunlar Halep’de Hüsreviye Külliyesi, Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi ve İstanbul’da Hürrem Sultan için yapılan Haseki Külliyesi’dir.
Mimarbaşı olduktan sonra verdiği
üç büyük eser, O’nun sanatının gelişmesini gösteren basamaklar
gibidir. Bunların ilki, Şehzadebaşı Camii ve Külliyesidir.
Külliyede ayrıca imaret, tabhane (mutfak), kervansaray ve bir
sokak ile ayrılmış medrese bulunmaktadır.
Süleymaniye Camii, Mimar Sinan’ın
İstanbul’daki en muhteşem eseridir. Yirmi yedi metre çapındaki
büyük kubbe, zeminden itibaren tedricen yükselen binanın üzerine
gayet nispetli ve ahenkli bir şekilde oturtulmuştur. Sükûnet ve
asaleti ifade eden bu sade ve ahenkli görünüşü ile Süleymaniye
Camii, olgunlaşmış bir mimariyi temsil etmektedir.Sekiz ayrı
binadan meydana gelen Süleymaniye Camii ve Külliyesi, Fatih’ten
sonra şehrin ikinci üniversitesi olmuştur.
Mimar Sinan’ın en güzel eseri,
seksen yaşında yaptığı Edirne Selimiye Camii’dir. Selimiye’nin
kubbesi, Ayasofya kubbesinden daha yüksek ve derindir. 31,50
metre çapındaki kubbe, sekizgen şeklindeki gövde üzerine
oturmuştur. Üç şerefeli ince minarelerine üç kişi aynı anda
birbirini görmeden çıkabilmektedir.Sinan bu camiin ustalık eseri
olduğunu ve bütün sanatını Selimiye’de gösterdiğini
belirtmektedir.
Mimar Sinan, gördüğü bütün
eserleri büyük bir dikkatle incelemiş, fakat hiçbirini aynen
taklid etmeyip, sanatını devamlı geliştirmiş ve yenilemiştir.
Eserlerindeki sütunlar, duvarlar ve diğer kısımlar taşıdıkları
yüke mukavemet edebilecek miktardan daha kalın değildir.
Kullandığı bütün mimari unsurlarda bu hesap dikkati çeker.
Mimar Sinan aynı zamanda bir
şehircilik uzmanıdır. Yapacağı eserin, önce çevresini tanzim
ederdi. Yer seçiminde de büyük başarı göstermiş ve eserlerini,
çevresine en uygun tarzda yerleştirmiştir.
Bilinen eserleri:
84 camii, 53 mescit, 57 medrese, 7 darülkurra, 22 türbe, 17 imaret, 3
darüşşifa, 5 su yolu kemeri, 8 köprü, 20 kervansaray, 35 saray,
8 mahzen, 48 hamam olmak üzere 364 adettir.
Depreme Dayanıklı
Mimarın çok sayıdaki eserini inceleyenler, Sinan’ın depreme karşı bilinen ve gereken tüm tedbirleri aldığını söylemekteler.Bu tedbirlerden biri, temelde kullanılan taban harcıdır.Sadece Sinan’ın eserlerinde gördüğümüz bu harç sayesinde, deprem dalgaları emilir, etkisiz hale gelir. Yine yapıların yer seçimi de ilginç. Zeminin sağlamlaşması için kazıklarla toprağı sıkıştırmış dayanak duvarları inşa ettirmiş.Mesela Süleymaniye’nin temelini 6 yıl bekletmesi, temelin zemine tam olarak oturmasını sağlamak içindir.
Mimarın çok sayıdaki eserini inceleyenler, Sinan’ın depreme karşı bilinen ve gereken tüm tedbirleri aldığını söylemekteler.Bu tedbirlerden biri, temelde kullanılan taban harcıdır.Sadece Sinan’ın eserlerinde gördüğümüz bu harç sayesinde, deprem dalgaları emilir, etkisiz hale gelir. Yine yapıların yer seçimi de ilginç. Zeminin sağlamlaşması için kazıklarla toprağı sıkıştırmış dayanak duvarları inşa ettirmiş.Mesela Süleymaniye’nin temelini 6 yıl bekletmesi, temelin zemine tam olarak oturmasını sağlamak içindir.
Mimar Sinan, yapılarında ayrıca
drenaj adı verilen bir kanalizasyon sistemi de kurmuştur.Drenaj
sistemiyle yapının temellerinin sulardan ve nemden korunarak
dayanıklı kalması öngörülmüştür. Ayrıca yapının içindeki
rutubet ve nemi dışarı atarak soğuk ve sıcak hava dengelerini
sağlayan hava kanalları kullanmış. Bunların dışında yazın suyun
ve toprağın ısınmasından dolayı oluşan buharın, yapının
temellerine ve içine girmemesi için tahliye kanalları
kullanmıştır. Buhar tahliye ve rutubet kanalları drenaj
kanallarına bağlı olarak uygulamaya konulmuştur.
İşte Sinan’ın eserlerini
inceleyen ve birçoğunu da restore eden Mimar Abdülkadir
Akpınar’ın söyledikleri:
“Karşılaştığım bir özellikten
dolayı gözlerime inanamadım. Sinan’ın eserlerinde en ufak bir
çıktı ve desen dahi tesadüf değil. Renklere bile bir fonksiyon
yüklenmiş. Çünkü yapıyı her şeyi ile bir bütün olarak ele almış.
Bütün ölçülerini ebced hesabına göre yapmış ve bir ana temayı
temel almış. Ölçülerini asal sayıya göre yapmış ve onun
katlarını baz almış. İlmini din ile bütünleştirip mükemmel
eserler ortaya koymuş. Örneğin Sinan Kur’an-ı Kerim’de geçen
“Biz
dağları yeryüzüne çivi gibi gömdük...” ayetinden etkilenerek
yapılarının yer altındaki kısmını ona göre inşa etmiş. Yapıları
hislerine göre değil, matematiksel olarak oluşturmuş. Bugünün
teknolojisi bile Sinan’ın yapmış olduğu bazı uygulamaları
çözemiyor. Küresel ve piramidal uygulamalarının bir başka
benzeri daha yok. Ama bunların hepsi estetik sağladığı gibi
yapının sağlamlığını da pekiştirmiştir.
Mimar Sinan TürbesiSüleymaniye Camii 'nin eski ağalar kapısının karşı köşesinde, yol ayrımında üçgen bir alandadır. Önde som mermerden yapılmış bir sebil görülmektedir. Sebilin arkasındaki ufak mezerlıkta 6 sütunlu, üstü örtülü ve etrafı açık türbede Mimar Sinan'ın mezarı bulunmaktadır. Türbesini ölümünden az önce kendisi yapmıştır. 1933 yılında Mimar Vasfi Egeli tarafından restore edilmiştir. Sandukanın uçları ile üzerindeki burma kavuk, mermerdendir. Sokağa bakan demir parmaklıklı bir pencereden türbe görünür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder